loading

*Av. Onur AKTEPE

Kamulaştırmasız el atmanın; fiili ve hukuki el atma şeklinde iki tezahürü vardır. Her iki el atma türünde de özel hukuk kişilerinin mülkiyet hakkına sınırlama getirilmektedir. Bu yönüyle bu iki el atma türü arasında ciddi benzerlikler bulunmakla birlikte önemli farklılıklar da bulunmaktadır.

Bu başlık altından kamulaştırmasız el atma ile ilgili genel çerçeve çizilip teferruatlı açıklamalar ilgili diğer makalelerimizde yapılacaktır.

Kamulaştırmasız el atma kısaca; Kamulaştırma yetkisine sahip bir idare, Anayasa ve kanunlara uygun bir işlem oluşturmaksızın bir kimsenin taşınmaz malına el koyarak, mal sahibinin taşınmazı üzerinde dilediği gibi kullanma yetkisini kısıtlamasıdır.

Bu tür bir el koyma, hiçbir kanuni dayanağı olmaması sebebiyle haksız fiil niteliğindendir.

Kamulaştırmasız el atmadan bahsedebilmek için idarenin el koyma eylemi geçici nitelikte değil süreklilik arz etmesi gerekmektedir.

Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre el konulan taşınmazın mülkiyeti el konulmayla birlikte idareye geçmez. Bu durumda iki şekilde hareket edebilmektedir. Tapulu taşınmazda malik ve tapusuz taşınmazda zilyet ile külli ve cüz’i halefleri el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi mülkiyet hakkının idareye devrine karşılık taşınmaz bedelinin tahsili davası da açabilir. Bu dava; kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat davası olup , davanın açılması için süre kısıtlaması yoktur.(16.5.1956 T. Ve E. 1956/1, K. 1956/6-7 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları)

İmar planlaması sonucu kamu hizmetine tahsis edilen ancak 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 10. Maddesi gereği 5 yıl içerisinde herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmayan ve uygulamada hukuki el atma olarak nitelendirilen el atmalarda taşınmaz sahibi mülkiyet hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talep edebilir. (Yargıtay HGK’nın 15.12.2010 T. ve 2010/5-662 E. ve 2010/651 K. Sayılı kararı ve 2942 sayılı Kanun’a eklenen EK 1 maddesi)

Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası HMK 107.madde gereği belirsiz alacak davası niteliğindedir.

Davacı, taşınmazına Kamulaştırma Kanunu hükümlerine uyulmadan el atılan tapulu taşınmazda malik ve tapusuz taşınmazda zilyet ile külli ve cüz’i halefleridr.

Davalı, dava tarihinde taşınmaza el atan idaredir.

Yetkili mahkeme; HMK’nın 12. Maddesi gereği taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Görevli mahkeme ise HMK’nın 2.maddesi gereği asliye hukuk mahkemesidir. Hukuki el atma sebebiyle açılan tazminat davalarında da adli yargı görevlidir. (AYM’nin 5.4.2019 T. ve 30736 RG sayılı RG’de yayınlanan, 20.12.2018 T. 2016/181 E. ve 2018/111 K. Sayılı kararıyla ile EK 1 ‘inci madde ile ilgili iptal kararından sonra)

Kamulaştırma yetkisine sahip idare tarafından açılan bedel tespit ve tescili istemli davalarında uygulanan basit yargılama usulünün aksine kamulaştırmasız el atmadan dolayı tazminat davalarında yazılı yargılama usulü uygulanır. Bu iki davanın yargılama usulü farklı olduğundan birleştirilmesi mümkün değildir. Her iki davanın aynı zamanda görülmesi durumunda bedel tespit ve tescili davası ilk olarak sonuçlandırılmalı bir başka deyişle kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında bekletici mesele yapılmalıdır.

Saygılarımızla

Hüner Hukuk ve Danışmanlık Bürosu

Not: Bültenimizde yer alan açıklamalar, danışmanlık veya hukuki görüş talebi doğrultusunda hazırlanmamış olup, bu manaya da gelmemektedir. Her somut olayın kendine has özellikleri bulunduğundan, buradaki bilgiler her zaman durumunuz veya dosyanız için uygun olmayabilir. Bundan dolayı detaylı bilgi ve danışmanlık almak için büromuzla bağlantı kurmanızı tavsiye ederiz

Related Blogs