*Av. Mehmet Şah TAŞKİN
İcra ve İflas Kanununda düzenlenen icra takibi türleri genel anlamıyla iki kısma ayrılır: İlamlı ve ilamsız icra takibi. Geçen yazımızda genel hatlarıyla da olsa ilamsız icra takibine değinmiştik. Bu yazımızda ise ilamlı icra takibini kısaca izah etmeye çalışacağız.
İlam; sözlükte bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmî belge anlamına gelmektedir. Hukuki terim olarak ise ilam; mahkemelerin nihai kararlarının davanın taraflarından her birine verilen hüküm nüshasıdır. (HMK m. 301).
Kural olarak elinde bir ilam veya ilam niteliğinde bir belgeye sahip olan bir kişi, ilama bağlanan alacağını veya yapılması emredilen bir işi, icraya koymak suretiyle tahsilat yapabilir veya emredilen işin yapılmasını sağlayabilir.
İlamlı icra takibi herhangi bir icra dairesine başvurularak başlatılabilir. Bu tür takiplerde ülkemizde yer alan her icra dairesi yetkili icra dairesi olarak kabul edilir. Dolayısıyla borçlunun ilamlı icra takibinde yetkiye itiraz edebilme hakkı söz konusu değildir.
İlamlı icra takibinde kural olarak zamanaşımı süresi 10 yıldır. Yani bir ilam verildiği veya bazı durumlarda kesinleştiği tarihten itibaren fazla 10 yıl içerisinde icraya konu edilmelidir. Aksi takdirde ilamın zamanaşımına uğraması durumu ortaya çıkar ve geçilecek icra takibine borçlunun zamanaşımı defini ileri sürmesi imkânı olur ki bu ihtimal başlatılan takibin iptal edilmesine de yol açabilir.
Mahkeme kararları dışında ilam mahiyetinde olan belgeler İİK m.38 uyarınca şu belgelerdir: Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve para borcu ikrarını havi re ’sen tanzim edilen noter senetleri, istinaf ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Kanunda sayılan bu belgeler de ilamlı icra takibine konu edilebilir.
İlamlar kural olarak kesinleşmesine gerek olmaksızın icraya konu edilebilir. Ancak bazı ilamların icraya konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmektedir. Bir ilamın kesinleşmesi demek verilen kararın başvurulabilecek bütün kanun yollarından geçmesi ve artık hakkında nihai bir hüküm verilmiş olması demektir. Bu tür ilamlar icraya konulurken icra müdürlüğüne takip dayanağı belge olarak sadece kararın sunulması yeterli olmayıp kararın kesinleştiğini gösteren ve ilgili mahkeme tarafından düzenlenen kesinleşme şerhinin de takip talebine eklenmesi gerekmektedir.
Kesinleşmeden icraya konulamayacak ilamlar kısaca şunlardır:
- Taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklara ilişkin ilamlar ile ilama bağlı olarak hükmedilen fer’i nitelikteki yükümlülüklerin icrası
- Aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar
- Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının tenfizine ilişkin ilamlar
- Menfi tespit ve menfi tespit davasına dönüşen istirdat davalarında verilen ilamlar
- Kira bedelinin tespitine ilişkin ilamlar
- Sayıştay ilamları
- Ceza mahkemesi kararlarında hükmedilen yargılama gideri
- CMK 141. madde kapsamında açılan “Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” davasına ilişkin ilamlar
- İstihkak davalarına ilişkin ilamlarda hükmedilen yargılama gideri
- Bayrağına ve sicil kaydı olup olmadığına bakılmaksızın bütün gemilere ve bunlarla ilgili ayni haklara ilişkin ilamlar
Kesinleşmeden icraya konulamayacak bir ilamın, henüz kesinleşmeden yani kanun yolu aşamasında iken icraya konulması halinde borçlunun, ilamın icraya konulduğu icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra hukuk mahkemesine şikâyet yoluna başvurma imkânı vardır. Kural olarak icra müdürü, alacaklı tarafından sunulan ilamlı icra takibine dair takip talebini aldığında, icra emri düzenlemeden ve bu icra emrini borçlu kişiye tebliğ etmeden önce bahse konu ilamı incelemesi, kesinleşmeden icraya konulamayan bir ilam söz konusu ise kesinleşme şerhini araması ve sunulmasını talep etmesi ve buna göre icra emrini düzenlemesi gerekmektedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hali süresiz şikâyete tabi olup, bahse konu şikâyet ile icra takibinin iptaline karar verilmesi mümkündür.
İlamlı icra takibine başvurmak isteyen alacaklı, elindeki ilama göre hazırladığı takip talebini ve ilamın bir suretini icra müdürlüğüne verir. Başvurma harcı ve posta masraflarını ödedikten icra müdürü evrakları inceler ve bir icra emri hazırlar. Borçluya tebliğe çıkartılan icra emrinde şu şekilde bir ihtar yer alır:“A) Yukarıda yazılı borcu (teminat) işbu icra emrinin tebliği tarihinden itibaren (7) gün içinde icra emrini gönderen icra dairesine ait banka hesabına yatırmaz; İcra ve İflas Kanununun 32 nci maddesi gereğince ve bu süre içinde borcu (teminatı) ödemez (vermez) iseniz, icra mahkemesinden veya Yargıtay’dan veya yargılamanın yenilenmesi yolu ile ait olduğu mahkemeden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirmediğiniz takdirde cebri icra yapılacağı, yine bu müddet içinde 74 üncü madde gereğince mal beyanında bulunmanız, beyanda bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursanız 337 nci madde gereğince hapis ile cezalandıracağınız,
B) Yukarıda yazılı işi işbu icra emrinin tebliği tarihinden itibaren ….. süre içinde yapmanız, aksi halde 30 uncu madde gereğince ilam hükmünün icra en yerine getirileceği, iş yalnız tarafınızdan yapılmasına dair ise bu süre içinde yapılmaması halinde 343 üncü maddedeki cezayı gerektireceği,
C) Yukarıda yazılı işin …… süre içinde yapılmaması, aksi halde 343 üncü maddedeki cezayı gerektireceği,
D) Yukarıda yazılı işin yapılmasına veya yapılmamasına ilişkin ilam hükmü yerine getirildikten sonra, ilam hükmünü ortadan kaldıracak bir eylemde bulunursanız mahkemeden ayrıca hüküm almaya gerek kalmadan, önceki ilam hükmünün tekrar zorla yerine getirileceği,
E) Yukarıda yazılı irtifak hakkını veya gemi üzerindeki intifa hakkının icra emrinin tebliği tarihinden itibaren (7) gün içinde yüklenmeniz (kaldırmanız), aksi halde ilam hükmünün zorla yerine getirileceği ve ilam hükmüne muhalefetin ayrıca İcra İflas Kanununun 343 üncü maddesindeki cezayı gerektireceği, ihtar olunur.”
Yukarıda belirtilen ihtarı içeren icra emrini alan borçlu, ilamsız icra takibinden farklı olarak bu takibe itiraz edemez ve bu nedenle takip durmaz. Takibin durdurulabilmesi için, borçlunun 7 günlük süre içerisinde ilgili mahkemeden tehiri icra kararı alması gerekmektedir. Tehiri icra kararı başka bir yazıda detaylı olarak kaleme alınacaktır. Şayet bu şekilde bir karar alınmadığı takdirde icra dosyasına ödeme yapılmaz veya emredilen iş yerine getirilmezse icra müdürlüğü ilamın gereklerini zorla yerine getirir.
Takibin kesinleşmesi sonrasındaki haciz, satış ve paraların paylaştırılması aşamaları ilamsız takipteki gibi olup, alacaklı bu işlemlere yönelik talepleri üzerine icra müdürlüğü ilamı infaz ettirir ve böylece ilamlı icra takibi infaz nedeniyle sona erer.
Hüner Hukuk ve Danışmanlık Bürosu
Saygılarımızla
Not: Bültenimizde yer alan açıklamalar, danışmanlık veya hukuki görüş talebi doğrultusunda hazırlanmamış olup, bu manaya da gelmemektedir. Her somut olayın kendine has özellikleri bulunduğundan, buradaki bilgiler her zaman durumunuz veya dosyanız için uygun olmayabilir. Bundan dolayı detaylı bilgi ve danışmanlık almak için büromuzla bağlantı kurmanızı tavsiye ederiz. İletişim için tıklayınız.